Son Dönemlerin İsimleri Kadar Şarkılarıyla da Dikkat Çeken Grubu ''Adamlar''


Gün geçmiyor ki alternatif müziğe marjinal isimli bir grup eklenmesin.
"Eski Dostum Tankla Gelmiş" albümüyle dikkat çeken Adamlar, özellikle dinamik performanslarıyla tanınıyor. İkinci albümleri "Rüyalarda Buruşmuşuz"u 2016’da yayımlayan ekip, pek çok janrı Türkçe sözlerle bir araya getirerek kompakt bir müzik deneyimi sunuyor. Vokal ve gitarda Tolga Akdoğan, elektrik gitarda Emre Malikler, bas gitarda Can Aydemir ve davulda Berkan Tilavel'den oluşan Adamlar, 29 Kasım'da If Performance Hall sahnesinde Kültür Avcıları'nı adeta coşturdu.




Simdi Söz Tiyatro Okuryazarlığı Atölyesi Katılımcılarında!

Cultheater-Kültür ve Tiyatro Araştırmaları Derneği ile Yücel Kültür Vakfı ortaklığında yürütülen Tiyatro Okuryazarlığı Atölyelerinin birinci ayağı Oyun Atölyesi’nin Woyzeck oyunu ile gerçekleştirildi.
Proje kapsamında, İstanbul Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Bilgi Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi ve Koç Üniversitesi öğrencilerinden oluşan katılımcılar 25 Kasım’da Oyun Atölyesi’nin Woyzeck oyununu izlediler. Oyun sonrası oyunun yönetmeni Muharrem Özcan, oyunculardan Sinan Arslan ve Numan Aydın’la bir saatlik bir söyleşi gerçekleştirildi.
Söyleşi sonrası Kadıköy İDEA’da Boğaziçi Üniversitesi’nden Esra Dicle Başbuğ’un yürütücülüğünde ve TiyatroİLKYAZ’dan yazar ve oyuncuların katılımıyla gerçekleştirilen 2.5 saatlik atölyede oyunun edebi, dramaturjik ve biçimsel bağlamları ele alındı. Oyun metni ile ekibin yaptığı uyarlamanın karşılaştırmalı analizi yapılarak oyunun reji tercihleri ve sahnelemesi değerlendirildi.

Şimdi söz atölye katılımcılarında;

Orhun Cebeci: ‘’Tiyatro Okuryazarlığı Atölyesi kapsamında Oyun Atölyesi’nin Woyzeck oyunu seyredildi. Oyun yaklaşık bir saat süren ve oyuncuların oyun boyunca zemini su olan bir sahne üzerinde olduğu dinamik bir yapıya sahipti. Oyunculardan Woyzeck dışındakiler neredeyse oyunun tamamında toplu bir şekilde stilize hareketler, danslar sergileyerek sahneleri birbirine bağladılar. Toplumsal olan ve bilinç altı ilişkisi açısından reji buluşlarına olanak sağlasa da bu tercih, oyunun episodik yapısını kırmış bununla beraber de seyircinin nefes alıp düşünmesine engel olmuş. Oyunculuk tercihi bağlamında Woyzeck ve Marie dışındaki odaklar stilize hatta yer yer grotesk üslüplar kullanarak onlardan ayrıştırılmaya çalışılmış. Marie’nin de bilinçli bir tercih olarak kimi zamanlarda bu toplumsal odakların üslubunayaklaştığı görülebilmekteydi. Oyundan sonra yapılan tartışmada yukarıda bahsedilenlere ek olarak oyunla alakalı bazı eksiklikler tespit edildi. Metnin en güçlü unsuru olan dil üzerine yeterince düşünülmediği bunun de en çok karakter dramaturjileri üzerinden kendini dışavurduğu konuşuldu. Örneğin oyunun başında Yüzbaşı ve Woyzeck sahnesinde Yüzbaşının kulllandığı dilin neden otomatlaşmış olduğuna dair soruların sorulmamış gibi gözüktüğü ya da gösterilemediği örneği verildi. Bir başka örnek olarak ikinci sahnede, metinde Woyzeck karakteri ile bir kontrast yaratarak onu tartışmaya açan Andres karakteri de Woyzeck’e yakın hatta onun daha abartılmış bir hali gibi çizilmişti. Bu yüzden de o sahnede asıl tartıştırılmak istenenin kaybolduğu konuşuldu. Metnin tamamlanmamış olduğu düşünülmesine rağmen Woyzeck’in Marie’yi öldürdüğü bıçağı her seferinde daha uzağa atarak boğulması gibi etkili bir sahneyi, Woyzeck’in kendini doğrudan öldürdüğü bir sahneye çevirmenin iyi bir tercih olmadığı eleştirisi yapıldı. Oyuna dair olumlu bir görüş olarak Marie’yi oynayan oyuncunun karakterle kurduğu ilişki verildi. Fakat oyun metninin başta bahsedilen zorluğu ve sergilenen oyunun kendisinde de Woyzeck ve Marie ilişkisi gibi önemli noktaların kaçırılmış olması sebebiyle Marie karakterine olan oyuncu yaklaşımı tek başına yeterli olamamıştı. Bunun önüne geçmek için Marie’yi etkileyen toplumsal odaklar üzerine daha çok düşünmek ve oyunda bu unsuru daha çok öne çıkarmak gerekiyor gibi duruyor. Öte yandan her yıl yüzlerce kadının erkekler tarafından öldürüldüğü ülkemiz koşullarında bu oyunu oynarken çok daha dikkatli yaklaşılması gerekiyor. Çünkü Woyzeck karakterinin toplum gerçekliğinin esiri olmuş, kendi iradesi olmayan zavallı bir erkek; Marie’ninse kocasına acımayan şeytan bir kadın olduğu yorumuna düşmek oldukça olası. Bu cinayetin eninde sonunda Woyzeck tarafından gerçekleştirilen bilinçli bir eylem olduğunun gösterilmesi buna bir çözüm olabilir mi? Ya da bunu yapmak mümkün müdür? Atölyenin kendisi ise bir oyunun analizi ve yorumlanması açısından çok faydalıydı. Bunda Esra Dicle Başbuğ’un hazırlığının ve yürütücülüğünün katkısı aşikar. Diğer taraftan, farklı tiyatro gruplarından insanların yanı sıra, aktif tiyatro yapmayan izleyicileri de bir araya getirmesi sebebiyle de güzel bir atölye oldu. Tekrarlarının olması ümidiyle, emeği geçen herkese teşekkürler...

Fikri Büber:  ‘’Öncelikle atölyenin izlediğimiz oyun özelinde yorum ve analiz yapma perspektfimi ciddi ölçüde olumlu etkilediğini belirteyim. Oyunla ilgili en temelde Woyzeck karakterinin ‘deliliği’nin nasıl toplumsal süreçlerden geçerek yaratıldığını sahne üzerinde göremememiz bir eksiklik olarak göze çarpıyor. Woyzeck metninde işlenen doğaya, insana, toplumsal rollere yabancılaşma hali ve bunun dil üzerindeki etkisi kaybedilen bir diğer unsur olmuş sahnelemede. Bununla birlikte oyunun parçalı yapısı sahne üzerinde akışkan bir hale başarılı bir şekilde getirilmiş. Fakat bunun da karakter dönüşümlerini takip edebilmek anlamında negatif etkileri olduğunu belirtmek gerekiyor. Oyun eğer ele alınacaksa Woyzeck-Marie ilişkisinin boyutlandırılması temel bir dramaturjik nokta olarak karşımıza çıkıyor.

Atölyenin moderasyon ve tartışmaları toparlama anlamında çok efektif olduğunu düşünüyorum. Belki önümüzdeki atölyelerde atölyede tartışılan konular inisiyatif alınıp eleştiri yazısı formatına dönüştürülebilir. Üniversite tiyatroları çevresinde gelişkin bir fuaye kültürünün şu an hemen yok denecek durumda olmasının yanı sıra eleştiri yazısı yazman kültürü de neredeyse kalmamış durumda. Bu atölye serilerinin devam etmesi ve tartışma-yazı yazma kültürünü derinleştirmesi üniversitede tiyatro yapan insanlar için entelektüel anlamda çok eğitici olacaktır.’’ 

Bir sonraki atölyede sen de katılmcı olmak istersen takipte kal!

''Büyük Ev Ablukada'' Akustik!

'Afordisman Salihins ve Canavar Banavar'' başlangıçta pek bir sey ifade etmiyor gibi gözüksede Ykv Kültür Avcıları Pazar günü Büyük Ev Ablukada konserinde olmanın tadını çıkardı.
 İsmini Turgut Uyar’ın bir şiirinden alan Büyük Ev Ablukada, 2008’de Afordisman Salihins (Cem Yılmazer) ve Canavar Banavar (Bartu Küçükçağlayan) tarafından kuruldu. Kendine has müzikal ve sanatsal üslubuyla dikkat çeken grubun üyeleri sahnede; Afordisman Salihins, Bas Bariton, Bentek Sizhepiniz, Omçelik, Canavar Banavar, Galvaniz Gelbiraz ve Gelicem Nerdesin takma adlarını kullanıyor. İlk olarak, ‘Ay Şuram Ağrıyo’ adlı bir konserle büyük bir dinleyici kitlesi yakaladı! Sen de yeni yılda etkinlikleri yakalamak istersen hemen Kültür Avcısı   ol!



SANAT OKURYAZARLIĞI ATÖLYELER SERİSİ TİYATRO OKURYAZARLIĞI ATÖLYESİ ''WOYZECK'' OYUNU İLE GERÇEKLEŞTİ!

Cultheater-Kültür ve Tiyatro Araştırmaları Derneği ve Yücel Kültür Vakfı ortaklığında yürütülen “Sanat OkuryazaCultheater-Kültür ve Tiyatro Araştırmaları Derneği ve Yücel Kültür Vakfı ortaklığında yürütülen “Sanat Okuryazarlığı Atölyeleri Serisi” kapsamında gerçekleşecek ilk atölye olan Tiyatro okuryazarlığı atölyesinde 25 Kasım Cumartesi günü, Oyun Atölyesi’nden Woyzeck oyunu ile gerçekleşti!
Oyun sonrası oyunda sahne alan oyuncular  ve çeşitli üniversitelerin tiyatro kulübü öğencileri ile oyun hakkında sohbet edıldı. Oyundan sonra, farklı üniversitelerden gençler ve  Boğaziçi Üniversitesi’nden Esra Dicle Başbuğ’un ve TiyatroİLKYAZ üyelerinin katılımı ile oyun üzerine değerlendirme ve eleştirilerin paylaşılacağı yuvarlak masa toplantısında bulusuldu. Burada oyunun  Dramaturji hakkında fıkır alısverısı ve beyın fırtınası yapıldı.
Atölyeye katılanlar atölye hakkında görüşlerini önümüzdeki günlerde bloğumuzda bızlerle paylasacaklar. Sen de atölye ve etkınlıklere katılmak ıcın bızı takıp et!












Sanat Okuryazarlığı Atölyeleri Serisi ''Woyzeck'' Oyunu ile Başlıyor!



SANAT OKURYAZARLIĞI ATÖLYELER SERİSİ
TİYATRO OKURYAZARLIĞI ATÖLYESİ

Cultheater-Kültür ve Tiyatro Araştırmaları Derneği ve Yücel Kültür Vakfı ortaklığında yürütülen “Sanat Okuryazarlığı Atölyeleri Serisi” kapsamında gerçekleşecek ilk atölye olan Tiyatro okuryazarlığı atölyesinde 25 Kasım Cumartesi günü, Oyun Atölyesi’nden Woyzeck oyununu izliyoruz!
Oyundan sonra, farklı üniversitelerden gençlerin, Boğaziçi Üniversitesi’nden Esra Dicle Başbuğ’un ve TiyatroİLKYAZ üyelerinin katılımı ile oyun üzerine değerlendirme ve eleştirilerin paylaşılacağı yuvarlak masa toplantısında buluşuyoruz!

*Atölye sonrası katılımcılar tarafından kaleme alınacak olan kısa değerlendirme yazıları proje bloğunda yayınlanacaktır.
**Etkinliğe katılım ücreti 15 TL’dir.
***Katılımcıların Woyzeck oyun metnini okumuş olmaları gerekmektedir.

TARİH: 25 Kasım Cumartesi
SAAT: 16.00 – 20.00

PROGRAM
16.00 – 17.00: Oyun Gösterimi: Woyzeck
Yer: Oyun Atölyesi (Moda)
Oyun hakkında detaylı bilgi için: https://www.oyunatolyesi.com/woyzeck-yeni-oyun
18.00 – 20.00: Yuvarlak masa toplantısı

(Toplantı mekanı ilerleyen günlerde açıklanacaktır)




''Piantango & Jülide Özçelik'' Rüzgar Gibi Geldi Geçti!

Modern Arjantin tangosunun yaratıcısı Astor Piazzolla’nın  sıra dışı stilinden ilham alarak 2007 yılında kurulmuş olan ve Tango müziğini bambaşka ve yepyeni bir bakış açısıyla  yorumlayan PIATANGO , klasik Tango’nun içsel ve melodik örgüsünü , etnik  modern armoniler ve tınılarla harmanlayarak tüm müzikseverlere evrensel, özgün , keyifli ve kalıcı bir müzik ziyafeti sundu.
Jülide Özçelik, Gülcan Altan , Bora Ebeoğlu , Aliye Mutlu  ve Selmin Artemiz  gibi çok değerli sanatçıların yeraldığı; Gustavo Battistessa (Bandoneon), Burcu Bal (Keman), Başak Elkutlu (Viyola), Şirin Vatan (Viyolonsel), Ceyda Pirali (Piyano), Ufuk Çağlar Akman (K.bas) ve Ivan Kile (Perküsyon)’dan oluşan PIATANGO modern tangonun daha önce hiç duymadığınız düzenlemeleri ve özgün eserleriyle “Yeni Aşk” albümünden parçalarına da yer verdikleri bir repertuarlar 7 Kasım akşamı ENKA sahnesinden rüzgar gibi geldi geçti! sende kültür avcısı olmak ve etkinliklere yarı fiyatına katılmak istersen>>>





Bonus Oyun: Filifu’nun İntikamı ile Ekim Ayını Uğurluyoruz!


Kumbaracı50 bu kez farklı bır oyun ıle karısımıza cıkıyor. Samimi ve bır o kadar  renkli.Oyun, bir yer göstericinin kapı aralığından gelenleri karşılaması ve yerlerine birer sandalye hazır ederek oturtmasıyla başlıyor. 12 farklı karakter, yer gösterici ile selamlaşmadan, ücretini ödeyip de broşürünü almadan önce Kumbaracı50 sahnesinin ortasında kendince bir rol seçmiş olan kolona reverans veriyor. (Hepimizin hayatında, manasız hatta işe yaramadığını düşündüğü kolonları yok mu, işte tam da öyle…) Sırasıyla yerlerine oturan 12 karakter, sonunda elindeki broşürleri okumak için kaldırdıklarında ortaya bir cümle çıkıyor. Bu cümleyle de beyin loblarımızı parlatıyoruz ki; tek başına bir anlamımız yok, safi tek başına harfler gibi... Jean Tardieu’nün kısa oyunlarından hareketle

Yazan: Filifu
Yöneten: Yiğit Sertdemir
Kostüm Tasarımı: Candan Seda Balaban
Dekor Tasarımı: Seda Özen Yürük
Müzik: Onur Kahraman
Hareket Düzeni: Senem Oluz
Oynayanlar:
Burakhan Yılmaz, Ceyda Akel, Dilan Parlak, Gülhan Kadim, Ladin Avşar, Meriç Rakalar, Mert Asker, Onur Kahraman, Özge Emeç



Mirkelam Parçalarıyla Ykv Kültür Avcıları'nı Tavladı!

90’lı yılların ortalarında popüler müziğimiz durağan ve ağır bir seyre geçmişken, Mirkelam ‘Her Gece’ şarkısıyla adeta bir enerji patlaması yaratmış ve müzikte yepyeni bir dönemi başlatmıştı. İskender Paydaş’ın da büyük emeği olan bu dönüşümden sonra Mirkelam, hızlı başladığı koşusuna duraksamadan devam etti. Aralarında Tavla, Unutulmaz, Asuman, Kokoreç gibi hitlerin bulunduğu, şimdilerde nostalji albümlerinden eksik olmayan şarkılara imza attı. Mirkelam’ın böylesine parlak bir kariyere sahip olmasının ardında kıpır kıpır bestelerinin yanı sıra cana yakınlığı ve en yalın tabiriyle ‘iyi insan’ halini hiç yitirmemiş olması yatıyor. 20 yılı aşan kariyerini “Saygı değil sevgi albümü” olarak nitelendirdiği özel projesi ‘Mirkelam Şarkıları’ albümüyle kutlayan sanatçı, Kültür Avcıları'na çoşku dolu bir gece yaşattı!







Fazıl Say Piyano Resitali

Dünyanın Türkiye’ye bakışını etkilemeyi başaran önemli bestecilerimizden biri Fazıl Say 23 Ekim tarihinde Ykv Kültür Avcıları ile buluştu. Çocukluğundan beri müziğiyle harikalar yaratıyor olması sanatçı kimliğini yüceltiyor muhakkak… Ancak Say͛ın hikayesi çok daha fazlasını ihtiva ediyor. İlham aldığı şiirsel dokular öyle nice ki, İstanbul Senfonisi͛nden Nirvana’ya, Harem Geceleri͛nden Gezi Parkı’na uzanırken duyabilirsiniz notalarını. Onu piyanosunun başında izlemek, müziğiyle bağ kurmanın en keyifli yoludur. Benliği melodileriyle raks eder ve tuşesi insanın kalbine işler… Kimi zaman yaylılar, nefesliler ve orkestralar ustalıkla eşlik eder Say’a; kimi zaman da gencecik yetenekler kanatlarının altında yer bulur. An gelir klarnetler, neyler hatta darbukalarla kavuşur besteleri canlılığa. Kendi özüne sahip çıkmanın kıymeti de böylece hatırlanır… Beethoven repertuvarından çok özel bir seçki sundu.



444'ün Ödülleri Hakkeden Bir Oyun Olduğu Doğru!

Kumbaracı50 Tiyatrosu'nda dün akşam Ykv Kültür Avcıları ile ''444'' isimli oyunu seyrettik. 2008 yılından beri devam eden oyun bir çağrı merkezinde geçmekte. Çağrı sisteminde işler karışır. Buldukları çözümler ve cevaplar; gerilim ve mizahın iç içe geçtiği yüksek tempolu bir gece sonunda, onları çarpıcı bir gerçeğe ulaştırır. Oyun çıkışı Kültür Avcıları ile oyun hakkında biraz konuştuk. ''Oyunun günümüze uyarlanmasının,ince bir mizah ile oldukça başarılı bulduklarını'' belirtttiler. Biz oyunu çok sevdik. Sen de bizden biri olmak, sanat ve kültür ile  dolu dolu bir sezon geçirmek için Kültür Avcısı ol ve bize ulaş! 







Ödüllere Doymayan Tiyatro Oyunu 444 Seni Çağırıyor

Kumbaracı50 Tiyatrosu bu sefer bol ödüllü bir tiyatro oyunu olan 444 ile bizleri buluşturuyor.
Oyun, bir çağrı merkezinde geçiyor. “Hatırlatma Merkezi”nin şikâyet bölümünde, biri uzun zamandır çalışan, diğeri yeni işe başlayan iki kişinin gece vardiyası sırasında, çağrı sisteminde işler karışır. Buldukları çözümler ve cevaplar; gerilim ve mizahın iç içe geçtiği yüksek tempolu bir gece sonunda, onları çarpıcı bir gerçeğe ulaştırır. Türkiye'nin Tiyatro alanında; 2008 Afife Jale Tiyatro Ödülleri  Cevat Fehmi Başkut Özel Ödülü – Yiğit Sertdemir, 33. Ulusal İsmet Küntay Tiyatro Ödülleri – En İyi Oyun Yazarı Ödülü – Yiğit Sertdemir, Tiyatro…Tiyatro Dergisi Ödülleri – Yılın Oyun Yazarı Ödülü – Yiğit Sertdemir gibi birçok ödüle sahip olan oyun Kültür Avcısı seyircileri ile buluşuyor. Etkinliği seyretmek için tıkla!
Yazan: Yiğit Sertdemir
Yöneten: Y. Ömer Erzurumlu
Oynayanlar: Gülhan Kadim, Yiğit Sertdemir
Tek perde / 90 dak
Etkinlik Mekanı: Kumbaracı50 Tiyatrosu
Etkinlik Saati: 20:30

Ykv Kültür Avcıları, dün akşam Shakespeare'nin tarihi oyunlarından biri olan III. Richard'ın etkisindeydi. 🎭

William Shakespeare'in Kral III. Richard'ın kısa hayatını anlattığı oyunudur. Yazarın ilk oyunlarından biri olduğu düşünülmektedir. III. Richard (üç bölümünde oluşan VI. Henry oyunları ile birlikte) Shakespeare'in bir tarihi oyunlar dörtlüsünün sonuncusudur. Pek çok edebiyat ve tiyatro otoritesi tarafından Shakespeare'in en önemli oyunlarından biri olduğu kabul edilmektedir.

Kral Edward’ın ölümünden sonra Edward’ın en büyük oğlunun soyundan gelen 2. Richard tahta geçti. Ancak Lancaster’lardan gelen Henry Bolingbroke onu tahttan ederek 4. Henry olarak tahta geçti böylece taht Lancaster ailesine geçmiş oldu. York Ailesi buna karşılık savaş başlattı ancak sonuçta yine Henry’nin oğlu 5. Henry tahtı elde tuttu. Onu oğlu 6. Henry izledi. York Ailesi 6. Henry’yi tahttan indirip yerine ‘3. Richard’ oyununda adı geçen Kral 4. Edward’ı geçirdi. Bunun üstüne Lancasterlar’ın başlattığı savaş sonunda Edward ile kardeşleri Clarence ve Richard taht hakkını ellerine geçirdiler. ‘3. Richard’ın öyküsü bundan sonraki dönemin olaylarını anlatır. 
Ykv Kültür Avcıları, tarihe damga vurmuş bu oyunu dün akşam Kumbaracı50 sahnenesinde seyretti. 





Fazıl Say Piyano Resitali 23 Ekim'e Ertelenmiştir!


29. Yıl ENKA Kültür Sanat Müzik Buluşmaları kapsamında, 10 Ekim Salı Günü İbrahim Betil Oditoryumu’nda gerçekleştirilmesi planlanan Fazıl Say’ın piyano resitali, Fazıl Say’ın sağlık sorunları nedeniyle 23 Ekim Pazartesi tarihine ertelenmiştir. Anlayışınız için teşekkür ederiz.




YKV Kültür Avcıları ''Pera'nın Zamanı'' Tiyatro Oyunuyla Eylül Ayı Sahnesini Açtı!


Pera Palace Hotel JumeirahKumbaracı50 sahnesi ile birlikte odalarının, balo salonunun ve genel alanlarının bir sahne olarak kullandığı interaktif bir tiyatro oyunuyla sanat severlere eşsiz bir deneyim sunuyor.
Yaman Ömer Erzurumlu’nun yönettiği; farklı bölümlerini Gülhan Kadim, Seda Özen Yürük, Selin Girit, Selen Örcan, Yaman Ömer Erzurumlu’nun kaleme aldığı ve Altıdan Sonra Tiyatro’nun yürütücülüğünü yaptığı “Pera’nın Zamanı” oyunu Pera Palace’ın Agatha Christie, Greta Garbo, Ernest Hemingway ve Franz Joseph gibi ikonik misafirlerinin adlarını taşıyan odalarında ve bugüne kadar ilk Cumhuriyet Balosu gibi pek çok özel etkinliğe ev sahipliği yapmış Grand Pera Balo Salonu’nda geçiyor. Tiyatro severlerin farklı öyküleri izlerken otelde bir zaman yolculuğunu da deneyimleyeceği oyun Ekim 2016’dan beri seyirciyle buluşmaya devam ediyor. Sen de bu keyifli etkinliklere dahil olmak istersen hemen  Kültür Avcısı ol! 

Yazanlar: Gülhan Kadim, Seda Özen Yürük, Selen Örcan, Selin Girit, Yaman Ömer Erzurumlu

Yöneten: Yaman Ömer Erzurumlu
Oynayanlar: Aslı Can Kortan, Cenk Hakan Köksal, Erkan Kortan, Hakan Emre Ünal, İhsan Dehmen, Merve Öztoprak Kantarcı, Özer Arslan, Seyfi Erol, Sinan Arslan
Yardımcı Roller: Doğa Uğurel/Hazal Şahin, Eyüp Çelik, Güray Doğru, Ozan Talay
Şarkılar // Söz ve Beste: Burçak Çöllü
Proje Koordinatörleri: Can Erol, Gülhan Kadim
Etkinlik Mekanı: Pera Palace Otel
Etkinlik Saati: 20:30






William Shakespeare'in Dünyaca Ünlü Oyunu III. Richard, Kumbaracı50 Tiyatrosu Sahnesinde!



Shakespeare ustanın her şeyi mubah gören omurgasızlığıyla eze çiğneye,kanata kanırta en tepeye yükselen krallarından III.Richard,görmeyenler ve ille de görmek istemeyenler için kimbilir kaçıncı kez tiyatro sahnesinde.Dünyaca ünlü bu eseri görmen için henüz vakit geç değil! Hemen Tıkla: https://goo.gl/BKdAow
Yazan: W.Shakespeare
Çeviren: Bülent Bozkurt
Yöneten: Yiğit Sertdemir
Dramaturg: Sinem Özlek
Dekor ve Kostüm Tasarımı: Candan Seda Balaban
Işık Tasarımı: Cem Yılmazer
Müzik: Burçak Çöllü
Oynayanlar:
Burakhan Yılmaz, Cemre Gümeli, Ceren Sevinç, Deniz Gürzumar, Eren Demirbaş, Erkan Baylav, Feride Çetin, Tolga Bayraklı, Yeşim Sarı, Yiğit Sertdemir
Tek perde / 110 dak
Etkinlik Mekanı: Kumbaracı50 Tiyatrosu
Etkinlik Saati: 20.30

Fazıl Say Piyano Resitali



Dünyanın Türkiye’ye bakışını etkilemeyi başaran önemli bestecilerimizden biri Fazıl Say…. Çocukluğundan beri müziğiyle harikalar yaratıyor olması sanatçı kimliğini yüceltiyor muhakkak… Ancak Say͛ın hikayesi çok daha fazlasını ihtiva ediyor. İlham aldığı şiirsel dokular öyle nice ki, İstanbul Senfonisi͛nden Nirvana’ya, Harem Geceleri͛nden Gezi Parkı’na uzanırken duyabilirsiniz notalarını. Onu piyanosunun başında izlemek, müziğiyle bağ kurmanın en keyifli yoludur. Benliği melodileriyle raks eder ve tuşesi insanın kalbine işler… Kimi zaman yaylılar, nefesliler ve orkestralar ustalıkla eşlik eder Say’a; kimi zaman da gencecik yetenekler kanatlarının altında yer bulur. An gelir klarnetler, neyler hatta darbukalarla kavuşur besteleri canlılığa. Kendi özüne sahip çıkmanın kıymeti de böylece hatırlanır… Daimi sanatçımız Fazıl Say, gönül bağı taşıdığı ENKA Kültür Sanat seyircisine Beethoven repertuvarından çok özel bir seçki sunacak bu defa… 
Etkinlik Mekanı: Enka İbrahim Betil Oditoryumu
EtkinliK Saati: 20:30

YKV KÜLTÜR SANAT ETKİNLİKLERİYLE YENİ DÖNEME BAŞLADI!



Yücel Kültür Vakfı, yeni döneme bomba gibi kültür sanat etkinlikleriyle başladı. Klarnet Festivali kapsamında Balkan müziğinin sevilen ismi Goran Bregovic konseri ile yeni döneme başlayan Kültür Avcıları’nı, Ekim ayı boyunca konserden tiyatroya çok renkli bir program bekliyor. Sen de henüz üye değilsen Yücel Kültür Vakfı’na web sitemizden üye olarak Kültür Avcısı olabilirsin.






Sıcaklar Bizi Yıldırmıyordu. Temmuz Ayı Yine Dolu Dolu!

YKV Kültür Avcıları, Temmuz ayında da sanata doyacak. Konserler, Tiyatro Oyunları, Açılk Hava Sinema keyfi ile dolu dolu bir Temmuz Ayı seni bekliyor. Hala Kültür Avcısı olmadıysan hemen üye ol ve gittiğin etkinliklerle ilgili görüşlerini kulturavciları.blogspot’ta paylaş. Bir sonra ki etkinlik takvimini birlikte belirleyelim.


HAZİRAN AYI ETKİNLİKLERİ HIZ KESMEDEN DEVAM EDİYOR!




Üniversitelerin 2016- 2017 eğitim ve öğretim dönemleri yavaş yavaş sona ermeye başlasa da Kültür Avcıları ara vermeden Haziran ayı içerisinde de etkinliklerine devam ediyor.

Yaz tatili için ufak ufak planlar yapılmaya başlandı. Zihnimiz kimimiz için memleketimize aile ziyaretlerine, kimimiz için tatil beldelerinin deniz, kum, güneş hayali ile yoğrulmaya başlandı. Fakat birçoğumuzun İstanbul'da kalması gerçeği değişmiyor.

Dört mevsimin ayrı tatla yaşandığı İstanbul yaz aylarının tadı yine bir başka.
Açık hava konserleri, yıldızların altında seyredilen acık hava sinemaları, ayın aydınlattığı tiyatro sahneleri. Tek tek yaz sezonuna merhaba demeye başladı bile!

Sen de İstanbul'da bütün bu güzellikleri yaşamak  isteyip, hala Kültür Avcısı olmadıysan ve etkinliklerde YKV ayrıcalıklarıyla tanışmak istiyorsan. Hemen tıkla: https://goo.gl/3kI2D8






KÜLTÜR AVCISI 

BLOG'A YAZ 

SANAT VE KÜLTÜRE YÖN VER!


Kültür Avcıları, kentin kültür-sanat hayatından değerli olan ne varsa bulup çıkarıp,bir başka deyişle “avlayan” bir ekip olmaya devam ediyor. Kültür Avcıları projesi geliştiği günden bugüne katıldığınız ve gitmek istediğniz etkinlikler ile ilgili Kültür Avcıları'ndan olumlu ve olumsuz birçok mail aldık.
Kültür Avcıları projesinin, asıl çıkış amacı kültür ve sanatı gençler için ulaşılabilir kılmak ve kültür sanat etkinliklerini gençlerin hayatlarının bir parçası haline getirmekti. Bu bağlamda artık gittiğin etkinlikle ilgili olumlu ve olumsuz tüm önerilerini Kültür Avcıları Blog 'a yaz sesini duyur ve gitmek istediğin bir sonraki etkinlik için öneri de bulun.
Sen de kültür sanat alanında YKV ayrıcalıklarından yararlanmak istiyorsan ve hala Kültür Avcısı değilsen üye olmak için hemen tıkla katıldığın etkinlikle ilgili düşüncelerini Kültür Avcıları Blog ’da  bizimle paylaş bir sonraki etkinliği sen belirle.



Şiirle Melodinin Aşkı, Yeniden... Hafızalardan Silinmeyecek Yeni Türkü Konseri İçin Acele Et!


Derya Köroğlu, Erkin Hadimoğlu, Serdar Barçın ve Furkan Bilgi'nin bir arada şarkı söylediği grup Yeni Türkü, müzik kariyerine 1977 yılında başladı. Gruba bu ismi veren de şair ve yazar Yaşar Miraç olmutur. İlk albümlerinin çıkışından sonra 1983 yılında ikinci albümleri "Akdeniz Akdeniz" piyasaya çıkaran grup Türkiye çapında tanındı.
İlk iki albümünün ardından 1983'ten itibaren toplam 13 albüm daha yayınlayan Yeni Türkü'nün son albümü, 2012 yılındaki Şimdi ve Sonra. Grup, aynı zamanda unutulmaz şarkılarını bir araya getirdiği 4 koleksiyon albümü yayınladı. 90'lı yıllarda ülkeyi kasıp kavuran Süper Baba dizisinin müziklerinde de imzası olan Yeni Türkü, bestelediği tema müzikleriyle 7'den 70'e herkesi etkisi altına aldı.Yeni Türkü müzik kariyeri boyunca toplam 16 albüm çıkarmıştır. 



Kuruluşundan bugüne geçen 40 yıla yakın süre boyunca hayranlarının karşısına özellikle Murathan Mungan'ın şarkı sözleri ve grubun ilk gününden bugüne dek var olan tek üyesi Derya Köroğlu'nun etkileyici sesiyle hatırlanan "Aşk Yeniden", "Olmasa Mektubun", "Maskeli Balo" ve "Telli Telli" gibi unutulmaz parçalarla çıkan Yeni Türkü, halen her şarkıdaki yoğun seyirci katılımıyla daha da güçlenen canlı performanslara imza atıyor.

Türkiye müzik sahnesinin efsane grubu Yeni Türkü, 6 Mayıs 2017 akşamı Kültür Avcıları ile buluşacak.
Hafızanızdan silinmeyecek bu efsane konser için burayı tıkla!
YKV İle %50 İndirimli Royal Opera House Gösterimi Fırsatı! YKV Kültür Avcıları 22 Şubat 2017 de Zorlu PSM'de! 




Sevdiklerinizi mutlu etmenin yolunu hala bulamadıysanız, işte size YKV'den şans! 22 Şubat Çarşamba akşamı Zorlu PSM'de gerçekleşecek Royal Opera House, Il Travatore Gösterimi YKV Kültür Avcılarına özel %50 indirimli!

Verdi’nin Il Travatore’si, aynı zamanda dünyanın en çok sahnelenen 20. Opera eseri olma özelliğini taşıyor. Hikayenin enerjisi ve drama öğelerinin başarıyla aktarımının, eserin müzikal kalitesi ile birleştiği Il Trovatore,yaratıcısı Giuseppe Verdi'ye büyük övgüleri de beraberinde getirdi.

Il Trovatore’nin kıskançlık, aşk ve intikam üçgeninde geçen hikayesini muazzam bir performansla sanatseverlerle buluştuğu bu gösteriyi YKV farkıyla %50 indirimli izlemek istersen, hemen buraya tıkla  sevdiklerini ve kendini biraz şımart.

YKV İle Neşeli Pazarlar! YKV Kültür Avcıları Barış İçin Müzik Orkestrasını Dinlemeye Gidiyor!




Hey! Sen hayatında hiç klasik müzik konserine gittin mi? Hani bir sürü enstrüman, kemanlar, viyolonseller, üflemeli çalgılar, flütler, obualar vardır… Ve tam ortada elindeki çubuğu çılgın gibi sallayan, tüm orkestrayı yöneten, ceketi kuyruklu bir adam! Gözünün önüne geldi değil mi? 


Neşeli Pazarlar gününde sahneye öyle bir orkestra çıkıyor ki, böylesini daha önce hiç görmemişsindir… Çünkü bu orkestrada çalan bütün müzisyenler çocuk! Evet, yanlış okumadın, dinleyenler de, çalanlar da hepsi senin gibi çocuk! İsimleri de ‘Barış için Müzik Orkestrası’. Üstelik öyle güzel ve eğlenceli çalıyorlar ki, gözlerini kapatıp dinlesen hepsinin çocuk olduğunu asla tahmin edemezdin! 



Pazar gününü eğlenceli kılmak istersen, hemen buraya tıkla ! Sınırlı sayıdaki biletlerden birini adına yazdır!